27 Ocak 2013 Pazar

Etken Seyrekliliği İlkesi İle Zaman Yönetimi

     İnsanlık tarihinin en büyük hazinesi zamandır. Çağlar boyunca , zaman yönetimi konusunda bir çok çalışmalar yapılmıştır . Bu çalışmalar doğrultusunda , zamanı verimli kullanmayı öğrenen insanlar ve toplumlar başarılı olmuşlardır.

Zaman çok önemli bir kavramdır. Daha önce ki yazım , Öz Gelecek Kuramı'nda
http://ceoktay.blogspot.com/2012/12/oz-gelecek-kuram.html
yer vermiş olduğum ve çok sevdiğim bir söz vardır.

Tempus Fugit  (zaman geçer)  hiç kimseyi beklemez.
 
     Günümüzün en büyük problemlerinden biri  kuşkusuz ki zaman darlığıdır. İnsanlar zamanlarının yetmediğini düşünürler ve sürekli söylenirler. Oysa ki zamanlarını verimli kullanmanın en basit yolu plan ve program yapmaktan geçer. Zaman yönetimini eğitimler , seminerler , kitaplardan öğrenmek mümkündür.
 
     Farklı alanlarda kullanılmaya başlanan ancak zaman yönetimine uyarlandığında etkili sonuçlar ortaya çıkaran bir kural var. Bu kuralı bildiğinizde ve uyguladığınızda  ,zaman üzerinde etkili olabilirsiniz.

Zamanın sizi yönetmesine izin vermeyin , ona siz hükmedin.
 
     İlk olarak Vilfredo Pareto  (İtalyan ekonomist ) araştırmaları sonucunda İtalya'nın %20 nüfusunun ülkenin tüm varlığının %80 ine sahip olduğunu belirlemiş ve buradan yola çıkarak bu 80-20 kuramının temelini atmıştır. Bu kuramın ardından Joseph Juran adlı düşünür bu kuramı farklı platformlarda kullanarak yaygınlığını ve bilinirliğini arttırmıştır. 

Etkilerin %80'i  -> Etkenlerin %20'sinden kaynaklanır.

Pareto Kuramı , 80-20 ilkesi , Önemli azın yasası olarak bilinen bu sırra ben Etken Seyrekliliği İlkesi adını daha uygun buluyorum.

İnsanlar zamanlarının yetmemesinden sürekli olarak şikayetçidirler. Yaşadıkları stresin başlıca kaynaklarından biri de zaman darlığıdır. İş yetiştirememe , aileye zaman ayıramama , spor için vakit bulamama , dinlenememe ve kendine vakit ayıramama gibi başlıca sorunlar ortaya çıkar.

Eğer siz de bu gibi durumların bir yada bir kaçından şikayet ediyorsanız , bu sırrı uygulamalısınız.

Hayatımızın %20'sini gerçekten kontrol edemeyebiliriz. Örneğin , trafik  , hava muhalefetleri , kazalar. Bu gibi doğal olayları değiştiremezsiniz. Bunun dışında kalan %80'lik kısmı sizin elinizde ve bu kısma siz yönetmelisiniz.
Günlük hayattan bir örnek ile açıklamak gerekirse ;

Trafikte iki araç düşünün , biri yavaş ve sol şeritten ilerliyor diğeri de arkasından sürekli selektör yapıp yol istiyor. Önde ki araç sürücüsü aldırış etmediği için , arkada ki araç sürücüsü sinirleniyor ve önde ki aracı taciz ediyor. İleride olay daha da büyüyor ve durup tartışmaya başlıyorlar. Özellikle bu tarz tartışmaları hatta kavgalara İstanbul trafiğinde çok sık rastlayabilirsiniz.

Olayın başlangıcına dönelim  , arkada ki aracın sürücüsünü düşünün , acil yetişmesi gereken bir yer vardı ama şuan tartışma içerisinde ve vakit kaybediyor. Aslında %20 'lik kısımda kalacak bir vakit kaybını , tartışma ile  %80'lik kısma taşıdığını görüyoruz.

Önde ki araç ile münakaşaya girmemiş olsaydı , belki de toplantısına daha çabuk ve sakin bir şekilde yetişecekti ancak acele ettiği için , tartışma sonrasında hem geç kaldı , hem de sinirlendi. Belki de o gün o sinirle yaptığı işlerde de başarılı olamadı.

Başlangıçlar aynı , sonlar farklı iki senaryo var elimizde. Siz hayatın size sunduğu toplam zamanınızın  %20'lik kısımda yer alan değiştiremeyeceğiniz olayları %80'lik kısma taşımazsanız , zamanınızı etkin yönetiyorsunuz demektir.


Bırakın kaybınız %20'lik olsun. Hayatı yaşamak , tadını çıkarmak için toplam zamanınızın   %80 gayet yeterli. Lütfen tadını çıkarın.



Bu yazıyı hazırlamak için harcadığım zamanın %20'si ile , buna yakın (yaklaşık %80'i kadar )bir yazı yazabilirdim :)  tercih meselesi.

Umarım beğenmişsinizdir.

Oktay Tilkili

İstanbul / Tuzla
26.01.2013








18 Ocak 2013 Cuma

Mantıksızlık Çağı

 
Daha önce ki yazılarımda insanların 3'e ayrıldığından bahsetmiştim.
  1. Normal insanlar
  2. Anormal insanlar
  3. Sıra dışı insanlar
 
İnsanlardan daha da özele inip kişileri ve onların kariyerlerine göz attığımızda ; insanlar hakkında farklı çıkarımlar yapabiliyoruz.
 
 
İnsanların yaşam standartlarını belirleyen bir olgu üzerine eğilmek istiyorum. Kariyer.
 
Onların kariyerleri , senin kariyerin , kariyerimin zirvesindeyim , kariyerim başlamadan bitti gibi bir çok kez bu tarz cümleler kuruyor yada işitiyoruz.
 
Peki nedir bu kariyer ?
 
Fransızca 'da carrière kelimesinden gelmektedir. Bir yere çıkan , bir yere gelen anlamını taşımaktadır.
 
Sözlük anlamı ise ; Mesleğimizi yaparken koyduğumuz hedefler doğrultusunda iş deneyimi kazanırken , gerekli eğitimler alıp , mesleki ve bireysel açıdan kendimizi geliştirme sürecidir.
 
Sonu olmayan bir yoldur kariyer. Çünkü insanın kendini geliştirmesinin sonu yoktur. Bir süreci belirtir. Bu sürecin içinde elde ettiğimiz sonuçlar , kariyer gelişimidir.
 
Aşağıda ki grafikte A ve B kişilerinin kariyerleri karşılaştırılıyor.
 
B Kişisi ( Siyah ) Ortalama bir şirket adamı
A Kişisi ( Kırmızı ) Yaratıcı ve yetenekli ancak uyumsuz bir şirket adamı
 
Mantığını kullanan , risk almaktan hoşlanmayan , uyumlu B kişisi , gençliğin verdiği enerji ile hızlı bir yükseliş göstermektedir. Sıcak tavırlar ve şık görüntüsüyle yükselişi daha da hızlandır. Olumlu imajı sayesinde üstleri onu terfi ettirirler.

Bir süre sonra B bir çok sorumluluğa sahip olur. Genç yaşında bir birimin başına geçmiştir.
Maaşı yeteneğine göre değil , bulunduğu mevkiye göre yükselir ve en üst noktaya ulaşır.

Şirkete bir genel müdür yardımcısı ataması söz konusu olduğunda ,  B düşünülebilir ancak biraz sönük kalır. Şirket geleceği için yaratıcı kararlar alacak özgünlüğe ve vizyona sahip değildir.

B'nin biriminde daha küçük bir gruptan sorumlu , B'nin maaşının üçte birini alan , yetenekli ve genç bir adam vardır.

B kırk yaşını aştığında yetkileri azaltılır ve elli yaşına yaklaştığında ise görevine son verilir.

Basamakların en tepesine çıkmadan düşmüş ve yaşlanmıştır.

Kariyeri sona ermiştir oysa hiç bir şeyi yanlış yapmamıştır.

Asıl sorun da zaten budur. Hiç bir şeyi yanlış yapmamıştır.


A kişisi şirket insanı değildir. Bazen sinir bozucu , bazen de eğlencelidir. Saçma da olsa sürekli yeni fikirler üretir. Bu fikirlerin çoğu uygulanmaz olarak görülebilir , zaten çoğu da saçma sapandır.

Biri onun çılgın fikirlerinden birini yakalarsa , geliştirebilir. Sonuç dikkat çekici olur , çünkü fikir yeni ve özgündür.

A kişisi sonra ki yıllar yeni fakat işe yaramaz fikirler üretmeye devam eder ve sonunda işten kovulur. Ancak yeni bir iş bulması çok kolay olur. Onun sürekli yeni fikirler ürettiğini bilenler , başarısızlıklarını gözetmeksizin onu işe alırlar.

Aynı olaylar tekrarlanır ve tekrar işten kovulur. Ama dikkat çekici fikirlerin yaratıcısı olarak ün yapar. Bütün hayatı iniş ve çıkışlarla doludur.

A , kırk yaşına geldiğinde herkes onu tanımaktadır. Çünkü o çevreye uymamış , çevresini kendisine uydurmuştur.  Saygı duyulan biri olur.  Hem de artık her zamankinden daha çok aranmaktadır.



"Mantıklı adam kendini dünyaya uydurur , diğeri dünyayı kendisine. Dünyanın bütün gelişimi , mantığı bir kenara bırakan insanlara bağlıdır."
George Bernard Shaw
 

Unutmayın ki  daima , doğru , risksiz ve herkesin verdiği kararları alırsanız , sizde onlardan biri olursunuz.
 
 
 
 


13 Ocak 2013 Pazar

II. Türk Gölü Projesi


 I. Türk Gölü Projesi

Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları esir ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında esas rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı. 1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun tüm denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti.



II.Türk Gölü Projesi

Karadeniz bölge satış sorumlusuyken başladı .Orta ve Doğu Karadeniz illerinden başlayarak Batı Karadeniz'de ki tüm illeri tek tek gezdim Muhteşem yerler gördüm , harika insanlar ile tanıştım. Çok güzel hikayeleri cebime doldurarak döndüm. Karadeniz Bölgesi sorumluluğu ile birlikte Trakya Bölge sorumluluğu da bana verilmişti. Bu bölgeyi de soluma fırsatı buldum. Hikayeler , insanlar , şehirler tanıdım. Türkiye sınırlarını aşıp II. Türk Gölü projesi kapsamında ilk yurtdışı seyahatim , bir Karadeniz ülkesi olan Gürcistan'a oldu. Burada Gürcistan başkenti Tiflis ve Ajaria eyaleti başkenti olan Batum'da konakladım.

II. Türk Gölü Projesi kapsamında , Gürcistan'dan sonra , Rusya , Ukrayna , Romanya , Bulgaristan yer alıyor.

Seyahatlerim de yaşadığım gördüğüm her ayrıntıyı not alıyorum.Türkiye ve Gürcistan'ı bitirdikten sonra, bu Karadeniz'e kıyısı olan 5 ülkelerin ortak özelliklerini ve büyük farklılıklarını keşif etme amacıyla bu projeye başlama kararı aldım. İsim olarak ta Fatih Sultan Mehmet'den esinlendim.

Türkiye , Gürcistan'dan aldığım bir çok fotoğraf karesi , bir çok hikayeyi en kısa zamanda kaleme alıyor olacağım. Rusya , Ukrayna , Romanya ve Bulgaristan'ı da bitirdikten sonra ; II. Türk Gölü Projesini tamamlıyor olacağım.

Fatih Sultan Mehmet'ten Bilgelik Sözleri ;

"Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz."

"Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz."

"İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım."

"Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım."

"Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir."

"Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım."



Fatih Sultan Mehmet ile benzer özelliklerimiz ;

İstanbul'u çok seviyoruz.
Karadeniz'i seviyoruz.
Karadeniz ile ticaret için uğraştık.
Liderliği ve bilgeliği idollerim arasında yer alması.
Genç yaşta bir takım şeyleri yapması ile idollerim arasında yer alması.


13.01.2013

Kostantiniyye

Oktay Tilkili

6 Ocak 2013 Pazar

Beş En Yakınlık Kuramı

hipotez ( varsayım )

olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları bir nedene bağlamak üzere tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir.

teori ( kuram )

bir olgunun sürekli olarak doğrulanmış , gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan açıklamasıdır.

**

 

Konu ; birey ve çevresi.

Bir bireyin yakın çevresini incelediğinizde  , beş en yakınlık hipotezi ispatlayacak bir çok sonuç ortaya çıkarabilirsiniz.

İlk etapta bu hipotezi ortaya atarken , bireyin çevresi ile ilişkileri gözlemlendi. Her kesimden bireyler bu gözlem kapsamında yer aldı. Bir kaç örnek ; gelirine göre , zekasına göre , yaş ortalamasına göre ..

Yapılan gözlemler ve anketler sonucunda , bireylere çevresinde ki en yakın beş kişi hakkında sorular yöneltildi ve cevapları analiz edildi. Ortaya çıkan sonuç , hemen hemen tüm bireylerde aynıydı.

Beş en yakınlık kuramı ;

İçerik ;

Bir bireyin çevresinde ki en yakın beş kişinin zekaları ortalaması bireyin zekasını verir.

IQx = ( IQa + IQb + IQc + IQd + IQe ) / 5

Birey : x
Birinci en yakını : a
İkinci en yakını : b
Üçüncü en yakını : c
Dördüncü en yakını : d
Beşinci en yakını : e
Zeka : IQ

Bir bireyin çevresinde ki en yakın beş kişinin aylık gelir ortalaması bireyin gelirini verir.

Ix= ( Ia + Ib + Ic + Id + Ie ) / 5


Gelir : I


**

Örneğin ;

En yakın beş arkadaşınızın zeka ortalaması , sizin zekanızı verecektir.
En yakın beş arkadaşınızın IQ ortalaması , sizin IQ'nuzu verecektir.
En yakın beş arkadaşınızın aylık maaşlarının aritmetik ortalaması , sizin maaşınızı verecektir.

**

Şuanda çevrenizde ki en yakın beş kişi kimler onları tespit etmeye çalışıyorsunuz , eminim :)

Sizin en yakın beş kişiniz kim? Bu kişileri tespit ettikten sonra , sizin zeka seviyenizi aşağıya çeken biri varsa hemen onunla irtibatı kesin.


Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

12.12.2012



1+1=3 ve ispatı

1+1=3  olur mu ?

ispatlamak için bir adet çizgisiz , boş , beyaz bir kağıt ve hb kurşun kalem yeterlidir.

kurşun kalem ile boş kağıdın üzerine bir tane paralel çizgi çiziniz. çizginizi tek bir seferde çekiniz.

 
 
ilk çizginizin altına maksimum çizginin kalınlığında bir boşluk bırakacak şekilde ikinci çizginizi çekiniz. ilk çizginizin aynısından olmalı.
 
 
şimdi size soruyorum yukarıda kaç çizgi var ?

**

yukarıda ki şekilde  ; birinci çizgi , ikinci çizgi ve ikisinin arasında bulunan negatif boşluk çizgisi de dahil olmak üzere toplam üç adet çizgi vardır.


yani 1+1 = 3

afiyet olsun.




Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

06.01.2013




1 Ocak 2013 Salı

0001000001010000010010000


Yılbaşı gecesi için bir milli piyango bileti aldım.

Bilet No : 1 X X X X X 0

O esnada , bilet satışı yapan hanımefendiye ; " 1 ile başlayıp 0 ile biten bilet istiyorum , 1 ve 0'lar beni hiç bir zaman yanıltmadı " dedim.

Bayan , güldü ve bu bileti uzattı.

Sonuç ; yine yanılmadım.

İkramiye ; ?*

**


1 ve 0

Bu iki karakter , hayatımızı kolaylaştıran bilgisayarların baş rol oyuncularıdır.

Bir cam ekran arkasında dönen olaylar , bu iki karakterin görevlerini kusursuz yapmalarıyla gerçekleşiyor.

Teknik olarak bakıldığında; 1 pozitif elektrik yükünü ,  0 negatif elektrik yükünü temsil ediyor.Her şeyi 1 ve 0 olarak kategorize edip , ne yapması gerektiğine karar veriyor.

Bilgisayarın hayat görüşü bundan ibaret ; 1 ve 0 ; basit ve sade

Bu hayat görüşü insanoğluna çok uzak. Fakat bazı konularda bu hayat görüşünü uygulayabilen "profesyonel" insanlar , spesifik konularda kesinlikle başarılı oluyorlar.

Bazen evet / hayır , beyaz / siyah , 1 / 0 gibi basit ve sade düşünmek gerekiyor.

1 ve 0 'lar beni hiç bir zaman yanıltmadı. Sizi de yanıltmayacaktır.


Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

01.01.2013


* 80 TL