9 Aralık 2012 Pazar

Beyn-el Milel

"Başarı bir varış noktası değil, yolculuğun ta kendisidir."

İnsanlar başarılarını, o başarıyı elde edebilme yolunda yaşadıkları başarısızlık tecrübelerinin ardından yakalamışlardır. Kendilerini yanlışlayan olaylara karşı, dik durabilen insanlar bu başarıya vakıf olurlar. Başarıyı elde etmek için, önce içsel engelleri ortadan kaldırmak gerekmektedir. Yenilgi fikri ile inanç büyüklüğü arasında ters orantı vardır.



Başarı için doğru strateji şarttır. Mevcut durumun analizinin yapılması, tabanına bir felsefe yerleştirilmesi, strateji uygulayabilmek için gerekli adımların başında gelir. Başarıya ulaşmak için doğru stratejinin, doğru yerde ve doğru zamanda uygulanması gerekmektedir.

Strateji kelime anlamıyla  sevk etme, yöneltme, gönderme, götürme ve gütme demektir. Çok yönlü amaçlara ulaşmak üzere kaynakların üstüne önemle gitmek ve harekete geçmek için yapılmış genel programlardır.

"Nereye gideceğini bilen insana tüm dünya yol verir " Çünkü bir hedefi ve bu hedefi başarmak için bir stratejisi vardır. Başarı işte bu bileşenlerin bir arada bulunmasından doğar. Kişisel gelişim ve kişisel başarı da aynı dinamikler üzerine kurulmuştur. Tabanlarında yatan felsefe hep aynıdır.

Ad astra , per aspera” - umutla yıldızlara - zorluklara rağmen hedefe ulaşmayı kısaca özetler. Yıldızlar, hedefler bazen ulaşılmaz gibi gözükebilir. Çünkü hedefe giden yol, engeller ile doludur. Çoğu zaman, geriye dönmek ya da hiç yola koyulmamak, daha cazip gözükebilir. Ancak böyle zor şartlar altında elde edildiğinde, gerçek bir başarı öyküsü ortaya çıkmaktadır. Bu başarıya imza atan kahramanlar da kendilerini gerçekleştirmiş olurlar. Kişisel gelişimlerine de bu yolda öğrendikleri deneyimleri dâhil ederek, sırada ki başarı hikâyelerini yazmak için daha donanımlı olurlar.

Kişisel başarı için,  kişisel gelişim ve kişisel doğru strateji uygulamamız şart. Başarılı insanların hayatlarına göz attığımızda bu mutlak doğruların yer aldığını görebilmemiz mümkündür. Kişisel stratejimizi uygulayabilmek için, geleceğe dair belirlenmiş bir takım planlama yapmamız gerekmektedir. Bu fütürizm ( gelecekçilik) konusuna girmektedir. Fütürizm ‘de daha ileri vadeli planlar yapılır. Kişisel hedefler koyarken bu kadar ileri tarihli hedefler yerine daha kısa vadeli hedefler koymak, odaklanmayı kolaylaştırır.

Gelecekte kendinizi nerede görmek istersiniz? Beş yıl sonra hangi pozisyonda olacaksınız? On yıl sonra ki hedefiniz nedir? İşte bu tarz soruların cevaplarını birden olmasa da yavaş yavaş verebiliyor olmamız gerekiyor. Üniversiteyi bitirmek üzere olan bir öğrenciye bu soruyu yönelttiğimiz de henüz karar vermedim dememeli. Kararını çoktan vermiş olması ve üniversite eğitimini o karar doğrultusunda yönlendirmesi gerekmekteydi. Bu tabi ki istisnai bir durum olabilir. Tüm üniversite öğrencisi arkadaşlarımız bu şekilde bilinçsiz olarak okulunu bitirmiyorlar. Ancak bu bilinç düzeyini daha da yukarılara çekmek, üniversite değil lise düzeyine indirgiyor olmamız, başarıyı ve başarılı gençlerin sayısını arttıracaktır.

İlk yapmamız gereken, önümüz de çarşaf gibi uzanan ilk on yılın planını yapmak. Bu planı yaparken gerçekçi olduğumuz kadar ön görü ve hayallerimize de yer vermeliyiz. Bir formül olarak değerlendirecek olursak ; %40 hayallerimizi, %30 öngörülerimizi , %30 mevcut durumuzu göz önüne almalıyız. Yapmış olduğumuz bu planı, sesli olarak sürekli tekrar edip, çevremizdeki insanlar ile paylaşmalıyız. Evrene yaydığımız bu mesajlar, ileride olmasını istediğimiz hayallerin gerçekleşmesi için bize yardımcı olacaktır. Anlattığınız ve inandırdığınız her insan, hayallerinize yaklaştığınızın bir kanıtıdır.

Her insan bir beyaz kâğıttır aslında, katlanabilirlik durumuna göre ya uçak olur uçarlar, ya da bir beyaz kâğıt olarak kalırlar.

Sizde bir uçak olup uçmak ister miydiniz?

Oktay Tilkili
Tuzla – İstanbul
09.12.2012

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder