27 Ocak 2013 Pazar

Etken Seyrekliliği İlkesi İle Zaman Yönetimi

     İnsanlık tarihinin en büyük hazinesi zamandır. Çağlar boyunca , zaman yönetimi konusunda bir çok çalışmalar yapılmıştır . Bu çalışmalar doğrultusunda , zamanı verimli kullanmayı öğrenen insanlar ve toplumlar başarılı olmuşlardır.

Zaman çok önemli bir kavramdır. Daha önce ki yazım , Öz Gelecek Kuramı'nda
http://ceoktay.blogspot.com/2012/12/oz-gelecek-kuram.html
yer vermiş olduğum ve çok sevdiğim bir söz vardır.

Tempus Fugit  (zaman geçer)  hiç kimseyi beklemez.
 
     Günümüzün en büyük problemlerinden biri  kuşkusuz ki zaman darlığıdır. İnsanlar zamanlarının yetmediğini düşünürler ve sürekli söylenirler. Oysa ki zamanlarını verimli kullanmanın en basit yolu plan ve program yapmaktan geçer. Zaman yönetimini eğitimler , seminerler , kitaplardan öğrenmek mümkündür.
 
     Farklı alanlarda kullanılmaya başlanan ancak zaman yönetimine uyarlandığında etkili sonuçlar ortaya çıkaran bir kural var. Bu kuralı bildiğinizde ve uyguladığınızda  ,zaman üzerinde etkili olabilirsiniz.

Zamanın sizi yönetmesine izin vermeyin , ona siz hükmedin.
 
     İlk olarak Vilfredo Pareto  (İtalyan ekonomist ) araştırmaları sonucunda İtalya'nın %20 nüfusunun ülkenin tüm varlığının %80 ine sahip olduğunu belirlemiş ve buradan yola çıkarak bu 80-20 kuramının temelini atmıştır. Bu kuramın ardından Joseph Juran adlı düşünür bu kuramı farklı platformlarda kullanarak yaygınlığını ve bilinirliğini arttırmıştır. 

Etkilerin %80'i  -> Etkenlerin %20'sinden kaynaklanır.

Pareto Kuramı , 80-20 ilkesi , Önemli azın yasası olarak bilinen bu sırra ben Etken Seyrekliliği İlkesi adını daha uygun buluyorum.

İnsanlar zamanlarının yetmemesinden sürekli olarak şikayetçidirler. Yaşadıkları stresin başlıca kaynaklarından biri de zaman darlığıdır. İş yetiştirememe , aileye zaman ayıramama , spor için vakit bulamama , dinlenememe ve kendine vakit ayıramama gibi başlıca sorunlar ortaya çıkar.

Eğer siz de bu gibi durumların bir yada bir kaçından şikayet ediyorsanız , bu sırrı uygulamalısınız.

Hayatımızın %20'sini gerçekten kontrol edemeyebiliriz. Örneğin , trafik  , hava muhalefetleri , kazalar. Bu gibi doğal olayları değiştiremezsiniz. Bunun dışında kalan %80'lik kısmı sizin elinizde ve bu kısma siz yönetmelisiniz.
Günlük hayattan bir örnek ile açıklamak gerekirse ;

Trafikte iki araç düşünün , biri yavaş ve sol şeritten ilerliyor diğeri de arkasından sürekli selektör yapıp yol istiyor. Önde ki araç sürücüsü aldırış etmediği için , arkada ki araç sürücüsü sinirleniyor ve önde ki aracı taciz ediyor. İleride olay daha da büyüyor ve durup tartışmaya başlıyorlar. Özellikle bu tarz tartışmaları hatta kavgalara İstanbul trafiğinde çok sık rastlayabilirsiniz.

Olayın başlangıcına dönelim  , arkada ki aracın sürücüsünü düşünün , acil yetişmesi gereken bir yer vardı ama şuan tartışma içerisinde ve vakit kaybediyor. Aslında %20 'lik kısımda kalacak bir vakit kaybını , tartışma ile  %80'lik kısma taşıdığını görüyoruz.

Önde ki araç ile münakaşaya girmemiş olsaydı , belki de toplantısına daha çabuk ve sakin bir şekilde yetişecekti ancak acele ettiği için , tartışma sonrasında hem geç kaldı , hem de sinirlendi. Belki de o gün o sinirle yaptığı işlerde de başarılı olamadı.

Başlangıçlar aynı , sonlar farklı iki senaryo var elimizde. Siz hayatın size sunduğu toplam zamanınızın  %20'lik kısımda yer alan değiştiremeyeceğiniz olayları %80'lik kısma taşımazsanız , zamanınızı etkin yönetiyorsunuz demektir.


Bırakın kaybınız %20'lik olsun. Hayatı yaşamak , tadını çıkarmak için toplam zamanınızın   %80 gayet yeterli. Lütfen tadını çıkarın.



Bu yazıyı hazırlamak için harcadığım zamanın %20'si ile , buna yakın (yaklaşık %80'i kadar )bir yazı yazabilirdim :)  tercih meselesi.

Umarım beğenmişsinizdir.

Oktay Tilkili

İstanbul / Tuzla
26.01.2013








18 Ocak 2013 Cuma

Mantıksızlık Çağı

 
Daha önce ki yazılarımda insanların 3'e ayrıldığından bahsetmiştim.
  1. Normal insanlar
  2. Anormal insanlar
  3. Sıra dışı insanlar
 
İnsanlardan daha da özele inip kişileri ve onların kariyerlerine göz attığımızda ; insanlar hakkında farklı çıkarımlar yapabiliyoruz.
 
 
İnsanların yaşam standartlarını belirleyen bir olgu üzerine eğilmek istiyorum. Kariyer.
 
Onların kariyerleri , senin kariyerin , kariyerimin zirvesindeyim , kariyerim başlamadan bitti gibi bir çok kez bu tarz cümleler kuruyor yada işitiyoruz.
 
Peki nedir bu kariyer ?
 
Fransızca 'da carrière kelimesinden gelmektedir. Bir yere çıkan , bir yere gelen anlamını taşımaktadır.
 
Sözlük anlamı ise ; Mesleğimizi yaparken koyduğumuz hedefler doğrultusunda iş deneyimi kazanırken , gerekli eğitimler alıp , mesleki ve bireysel açıdan kendimizi geliştirme sürecidir.
 
Sonu olmayan bir yoldur kariyer. Çünkü insanın kendini geliştirmesinin sonu yoktur. Bir süreci belirtir. Bu sürecin içinde elde ettiğimiz sonuçlar , kariyer gelişimidir.
 
Aşağıda ki grafikte A ve B kişilerinin kariyerleri karşılaştırılıyor.
 
B Kişisi ( Siyah ) Ortalama bir şirket adamı
A Kişisi ( Kırmızı ) Yaratıcı ve yetenekli ancak uyumsuz bir şirket adamı
 
Mantığını kullanan , risk almaktan hoşlanmayan , uyumlu B kişisi , gençliğin verdiği enerji ile hızlı bir yükseliş göstermektedir. Sıcak tavırlar ve şık görüntüsüyle yükselişi daha da hızlandır. Olumlu imajı sayesinde üstleri onu terfi ettirirler.

Bir süre sonra B bir çok sorumluluğa sahip olur. Genç yaşında bir birimin başına geçmiştir.
Maaşı yeteneğine göre değil , bulunduğu mevkiye göre yükselir ve en üst noktaya ulaşır.

Şirkete bir genel müdür yardımcısı ataması söz konusu olduğunda ,  B düşünülebilir ancak biraz sönük kalır. Şirket geleceği için yaratıcı kararlar alacak özgünlüğe ve vizyona sahip değildir.

B'nin biriminde daha küçük bir gruptan sorumlu , B'nin maaşının üçte birini alan , yetenekli ve genç bir adam vardır.

B kırk yaşını aştığında yetkileri azaltılır ve elli yaşına yaklaştığında ise görevine son verilir.

Basamakların en tepesine çıkmadan düşmüş ve yaşlanmıştır.

Kariyeri sona ermiştir oysa hiç bir şeyi yanlış yapmamıştır.

Asıl sorun da zaten budur. Hiç bir şeyi yanlış yapmamıştır.


A kişisi şirket insanı değildir. Bazen sinir bozucu , bazen de eğlencelidir. Saçma da olsa sürekli yeni fikirler üretir. Bu fikirlerin çoğu uygulanmaz olarak görülebilir , zaten çoğu da saçma sapandır.

Biri onun çılgın fikirlerinden birini yakalarsa , geliştirebilir. Sonuç dikkat çekici olur , çünkü fikir yeni ve özgündür.

A kişisi sonra ki yıllar yeni fakat işe yaramaz fikirler üretmeye devam eder ve sonunda işten kovulur. Ancak yeni bir iş bulması çok kolay olur. Onun sürekli yeni fikirler ürettiğini bilenler , başarısızlıklarını gözetmeksizin onu işe alırlar.

Aynı olaylar tekrarlanır ve tekrar işten kovulur. Ama dikkat çekici fikirlerin yaratıcısı olarak ün yapar. Bütün hayatı iniş ve çıkışlarla doludur.

A , kırk yaşına geldiğinde herkes onu tanımaktadır. Çünkü o çevreye uymamış , çevresini kendisine uydurmuştur.  Saygı duyulan biri olur.  Hem de artık her zamankinden daha çok aranmaktadır.



"Mantıklı adam kendini dünyaya uydurur , diğeri dünyayı kendisine. Dünyanın bütün gelişimi , mantığı bir kenara bırakan insanlara bağlıdır."
George Bernard Shaw
 

Unutmayın ki  daima , doğru , risksiz ve herkesin verdiği kararları alırsanız , sizde onlardan biri olursunuz.
 
 
 
 


13 Ocak 2013 Pazar

II. Türk Gölü Projesi


 I. Türk Gölü Projesi

Fatih Sultan Mehmed, Karadeniz'e de hakim olmak istiyordu. Venedik ve Cenevizlilerin İslam dünyasının aleyhine yaptıkları esir ticaretini önlemek, İstanbul'a gelen ticari malların taşınmasında esas rolü oynayan Kırım sahillerini ele geçirmek, Karadeniz'i bir Türk Gölü haline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459'da Amasra'yı fethederek başladı. 1460'da Candaroğulları Beyliği'ne son verildi. 1461'de Trabzon'un, 1475'de de Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi. Bu sayede Karedeniz'deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpekyolu'nun tüm denetimi Osmanlı Devleti'ne geçti.



II.Türk Gölü Projesi

Karadeniz bölge satış sorumlusuyken başladı .Orta ve Doğu Karadeniz illerinden başlayarak Batı Karadeniz'de ki tüm illeri tek tek gezdim Muhteşem yerler gördüm , harika insanlar ile tanıştım. Çok güzel hikayeleri cebime doldurarak döndüm. Karadeniz Bölgesi sorumluluğu ile birlikte Trakya Bölge sorumluluğu da bana verilmişti. Bu bölgeyi de soluma fırsatı buldum. Hikayeler , insanlar , şehirler tanıdım. Türkiye sınırlarını aşıp II. Türk Gölü projesi kapsamında ilk yurtdışı seyahatim , bir Karadeniz ülkesi olan Gürcistan'a oldu. Burada Gürcistan başkenti Tiflis ve Ajaria eyaleti başkenti olan Batum'da konakladım.

II. Türk Gölü Projesi kapsamında , Gürcistan'dan sonra , Rusya , Ukrayna , Romanya , Bulgaristan yer alıyor.

Seyahatlerim de yaşadığım gördüğüm her ayrıntıyı not alıyorum.Türkiye ve Gürcistan'ı bitirdikten sonra, bu Karadeniz'e kıyısı olan 5 ülkelerin ortak özelliklerini ve büyük farklılıklarını keşif etme amacıyla bu projeye başlama kararı aldım. İsim olarak ta Fatih Sultan Mehmet'den esinlendim.

Türkiye , Gürcistan'dan aldığım bir çok fotoğraf karesi , bir çok hikayeyi en kısa zamanda kaleme alıyor olacağım. Rusya , Ukrayna , Romanya ve Bulgaristan'ı da bitirdikten sonra ; II. Türk Gölü Projesini tamamlıyor olacağım.

Fatih Sultan Mehmet'ten Bilgelik Sözleri ;

"Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz."

"Biz toprakları değil gönülleri feth etmeye gidiyoruz."

"İmkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım."

"Ey Konstantiniye! Ya sen beni alırsın, ya ben seni alırım."

"Düşmanı tanımak, tehlikeyi bertaraf etmek demektir."

"Bir gece ansızın gelir krallığınızı imparatorluğuma katarım."



Fatih Sultan Mehmet ile benzer özelliklerimiz ;

İstanbul'u çok seviyoruz.
Karadeniz'i seviyoruz.
Karadeniz ile ticaret için uğraştık.
Liderliği ve bilgeliği idollerim arasında yer alması.
Genç yaşta bir takım şeyleri yapması ile idollerim arasında yer alması.


13.01.2013

Kostantiniyye

Oktay Tilkili

6 Ocak 2013 Pazar

Beş En Yakınlık Kuramı

hipotez ( varsayım )

olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları bir nedene bağlamak üzere tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir.

teori ( kuram )

bir olgunun sürekli olarak doğrulanmış , gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan açıklamasıdır.

**

 

Konu ; birey ve çevresi.

Bir bireyin yakın çevresini incelediğinizde  , beş en yakınlık hipotezi ispatlayacak bir çok sonuç ortaya çıkarabilirsiniz.

İlk etapta bu hipotezi ortaya atarken , bireyin çevresi ile ilişkileri gözlemlendi. Her kesimden bireyler bu gözlem kapsamında yer aldı. Bir kaç örnek ; gelirine göre , zekasına göre , yaş ortalamasına göre ..

Yapılan gözlemler ve anketler sonucunda , bireylere çevresinde ki en yakın beş kişi hakkında sorular yöneltildi ve cevapları analiz edildi. Ortaya çıkan sonuç , hemen hemen tüm bireylerde aynıydı.

Beş en yakınlık kuramı ;

İçerik ;

Bir bireyin çevresinde ki en yakın beş kişinin zekaları ortalaması bireyin zekasını verir.

IQx = ( IQa + IQb + IQc + IQd + IQe ) / 5

Birey : x
Birinci en yakını : a
İkinci en yakını : b
Üçüncü en yakını : c
Dördüncü en yakını : d
Beşinci en yakını : e
Zeka : IQ

Bir bireyin çevresinde ki en yakın beş kişinin aylık gelir ortalaması bireyin gelirini verir.

Ix= ( Ia + Ib + Ic + Id + Ie ) / 5


Gelir : I


**

Örneğin ;

En yakın beş arkadaşınızın zeka ortalaması , sizin zekanızı verecektir.
En yakın beş arkadaşınızın IQ ortalaması , sizin IQ'nuzu verecektir.
En yakın beş arkadaşınızın aylık maaşlarının aritmetik ortalaması , sizin maaşınızı verecektir.

**

Şuanda çevrenizde ki en yakın beş kişi kimler onları tespit etmeye çalışıyorsunuz , eminim :)

Sizin en yakın beş kişiniz kim? Bu kişileri tespit ettikten sonra , sizin zeka seviyenizi aşağıya çeken biri varsa hemen onunla irtibatı kesin.


Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

12.12.2012



1+1=3 ve ispatı

1+1=3  olur mu ?

ispatlamak için bir adet çizgisiz , boş , beyaz bir kağıt ve hb kurşun kalem yeterlidir.

kurşun kalem ile boş kağıdın üzerine bir tane paralel çizgi çiziniz. çizginizi tek bir seferde çekiniz.

 
 
ilk çizginizin altına maksimum çizginin kalınlığında bir boşluk bırakacak şekilde ikinci çizginizi çekiniz. ilk çizginizin aynısından olmalı.
 
 
şimdi size soruyorum yukarıda kaç çizgi var ?

**

yukarıda ki şekilde  ; birinci çizgi , ikinci çizgi ve ikisinin arasında bulunan negatif boşluk çizgisi de dahil olmak üzere toplam üç adet çizgi vardır.


yani 1+1 = 3

afiyet olsun.




Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

06.01.2013




1 Ocak 2013 Salı

0001000001010000010010000


Yılbaşı gecesi için bir milli piyango bileti aldım.

Bilet No : 1 X X X X X 0

O esnada , bilet satışı yapan hanımefendiye ; " 1 ile başlayıp 0 ile biten bilet istiyorum , 1 ve 0'lar beni hiç bir zaman yanıltmadı " dedim.

Bayan , güldü ve bu bileti uzattı.

Sonuç ; yine yanılmadım.

İkramiye ; ?*

**


1 ve 0

Bu iki karakter , hayatımızı kolaylaştıran bilgisayarların baş rol oyuncularıdır.

Bir cam ekran arkasında dönen olaylar , bu iki karakterin görevlerini kusursuz yapmalarıyla gerçekleşiyor.

Teknik olarak bakıldığında; 1 pozitif elektrik yükünü ,  0 negatif elektrik yükünü temsil ediyor.Her şeyi 1 ve 0 olarak kategorize edip , ne yapması gerektiğine karar veriyor.

Bilgisayarın hayat görüşü bundan ibaret ; 1 ve 0 ; basit ve sade

Bu hayat görüşü insanoğluna çok uzak. Fakat bazı konularda bu hayat görüşünü uygulayabilen "profesyonel" insanlar , spesifik konularda kesinlikle başarılı oluyorlar.

Bazen evet / hayır , beyaz / siyah , 1 / 0 gibi basit ve sade düşünmek gerekiyor.

1 ve 0 'lar beni hiç bir zaman yanıltmadı. Sizi de yanıltmayacaktır.


Oktay Tilkili

İstanbul - Tuzla

01.01.2013


* 80 TL

 




30 Aralık 2012 Pazar

sıradışılaştıramadıklarımızdanmısınız

"Sıra dışı insanları analiz etmek , başarı insanları analiz etmektir."







 İnsanlar 3 'e ayrılırlar
  1. Normal
  2. Sıradışı
  3. Anormal


Eğer sıra dışı bir insan kendine dikkat etmezse , anormal insan olur. Bu toplumda iyi karşılanmayan bir kişilik tipidir.


Sıra dışı insanların ortak 10 özelliği ;
  1. Amaç
  2. İnanç
  3. Kendi kendine telkin edebilme
  4. Özelleşmiş bilgi
  5. Hayal gücü
  6. Düzenli planlama
  7. Karar alma
  8. Kararlılık
  9. Beyin gücü
  10. Bilinçaltı


Ceo Günlükleri


25 Aralık 2012 Salı

Oktay Tilkili 2019 Yılında CEO Olacak Mı?



Bu soruyu cevaplayan 45 kişiden 32 kişi evet cevabını verdi. 8 kişi hayır derken , 7 kişi de soruya cevap olarak bilmiyorum dedi.

Her 10 kişiden 7 'si Oktay Tilkili 'nin 2019 yılında başarılı bir CEO olacağına inanıyor.


Oktay Tilkili Kimdir ?


1987 Yılında Bursa'da doğdu. İlkokulu İstanbul Tuzla ve Kocaeli Gebze'de , ortaokulu Bursa Orhangazi'de bitirdi.

LGS sınavında başarılı olarak , Bursa Orhangazi Öğretmen Eyüp Topçu Anadolu Lisesine girdi.

Bir kaç sene sonra ailevi nedenlerden dolayı Bursa'dan İstanbul'a gelip liseyi İstanbul 'da bitirdi.

2005 yılında 24. ve son tercihi olan  Süleyman Demirel Üniversitesi  Uluborlu Selahattin Karasoy MYO 'na giriş yaptı.




Moleküler biyoloji ve genetik yada bilgisayar üzerine çalışmayı istiyordu.2007 yılında S.Demirel Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama bölümünden  mezun oldu. İki senelik süreçte, kendini bilgisayar yazılımı konusunda geliştirdi.

Mezun olduğunda CV'sini hazırladı ve iş başvuruları yaptı. Ertesi gün bir bilgisayar eğitim merkezi ile iş görüşmesine gitti ve bilgisayar eğitmeni olarak işe alındı. Bu eğitim merkezinde MS Office , Web tasarım , Web yazılım ve Donanım - Network eğitimleri verdi.



Lokomotif Ajans

Kendi şirketini kurma hayalini 2008 yılında 20 yaşındayken gerçekleştirdi. Bir gece tüm fikirlerini uygulamak üzere Lokomotif Ajans'ı ortağı ile beraber kurdu.

Lokomotif Ajans deneyimi ile bir çok tecrübe edindi. Web ve Grafik üzerine yaptıkları işler ile kısa vadede güzel işler yapan iki genç girişimcinin belini patlak veren ekonomik kriz büktü ve Lokomotif Ajans'ı ortağına devir ederek ayrıldı.

Lisans eğitime kaldığı yerden Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde devam etti. Lokomotif Ajans sonrasında ki süreçte ; freelance olarak eğitmenlik ve web tasarım & yazılım işleri yürüttü.


Sütaş

Sabit bir işe girme kararı almadan proje bazlı olarak dört günlük sütaş'da yoğurt tanıtımı görevi yaptı. Hipermarketlerin buz gibi reyonları arasında , Sütaş 'ın yoğurtlarının tanıtımı için ; Bolu'lu Hasan Usta Aşcı kıyafeti giyerek , yoğurt sattı.

Sıcak satıştan aldığı keyif sonrasında , en iyi bildiği işin bilgisayar olduğunu ve bilgisayarın satışı dışında her iş kolunda çalıştığını fark etti. Satış danışmanı olarak bilgisayar şirketlerine başvuru yaptı. Satışı öğrenmek ve satışta kariyer yapmak istiyordu. Lokomotif Ajans deneyiminin başarısız olmasının sebeplerinden biri de satış yapamıyor olmasıydı.

Casper

Kariyer.net'den başvurduğu ilanlardan birisi Casper Bilgisayar Sistemleri A.Ş'de Satış Danışmanlığı pozisyonuydu ve 2009 yılı mayıs ayında bu işe başladı.

Bimeks ve Vatan mağazalarında Casper Bilgisayar adına bir yıl süre ile satış yaptı. Her satışı yeni bir serüven olarak gördüğü için bir yılın nasıl geçtiğini anlayamadı.

2010 haziran ayında Casper Bilgisayar 'da Bölge Satış Supervisör'ü olarak terfi etti. Satıştan , ekip liderliğine geçti ve profesyonel yöneticiliğe ilk adımını attı.

Entelektüel , idealist , yenilikçi ve gelişime açık olması ile aslan burcu özelliklerinin harman olmasıyla ekibi ile satış rekorlarına imza attı. Kendisinden daha zeki ekip arkadaşlarını kadrosuna katarak daha da güçlendi. İstanbul ve Karadeniz başta olmak üzere , Doğu Anadolu ve Trakya  gibi bir çok bölgenin satış sorumluluğunu yürüttü.

Ekip Lideri olarak çalışırken benimsediği fikirler ;

" Birinci sınıf yönetici , birinci sınıf ekip arkadaşı ile çalışır . İkinci sınıf yönetici , üçüncü sınıf ekip arkadaşı ile çalışır "

" Başarı , bir varış noktası değil , yolculuğun ta kendisidir "

Bu iki yıllık süreçte kendi kişisel gelişimi adına çok şey öğrendiğini dile getiren Oktay'a ekip arkadaşları tarafından aşağıda ki ödül verildi.

Bu ödülde yazan şu yazıdan çok etkilenmiştir.

" Hayatın bizlere sunduğu en büyük ödül buna değecek kişi ile çok çalışma fırsatıdır "

Bu hediyede ki yazıyı hayatı boyunca unutmayacağını sık sık dile getirir.



İki yıl sonunda bu görevinden de farklı bir göreve atanarak Casper Bilgisayar'da Account Manager pozisyonunda çalışmaya başlamıştır.


GYTE

Oktay Tilkili , Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde İşletme MBA öğrenimi görmektedir. Proje konusu olarak Satışta İkna ve İkna psikolojisini seçmiştir. Bu proje üzerinde çalışmalarına devam etmektedir.


Kişisel Gelişim


Kişisel gelişime her zaman önem vermiştir. Seminer , eğitimler ve kitaplar ile sürekli olarak kendine yeni bilgiler katmaktadır.

Fikirlerinden etkilendiği kişiler ile yüz yüze yada mail ortamında tanışmış ve iletişim kurmuştur.

Etkilendiği İsimler & Mentorlar  ; Timur Tiryaki , Ömer Ekinci , Baybars Altuntaş , Erdal Demirkıran , Erdal Atabek , Kevin Hogan , Joe Vitale , Joe Navarro , Stephan Covey , Woody Allen , Tony Buzan , İlhan Ürkmez , Riccon İlhan Doğan , Tayfun Bırakoğlu , Cemal Zehir , Ercan Ergün , Hasan Başusta , Okan Bayülgen ve direktörü Cenk Altuntaş 'dır.


TURKCEO- Genç CEO Adayları Platformu - GCAP

Geleceğin liderlerini kendi aramızdan çıkarmak. Platformumuz içerisinden büyük kurum ve kuruluşlara liderler yetiştirmek. CEO’ların bizim aramızdan yetenek avı yapmasını sağlamak. Sektörün büyük oyuncularına iş gücü yetiştirmek. Tüm büyük oyuncuların fikir danıştığı bir kurum olmak.

www.turkceo.org

Oktay Tilkili - GCAP 'nin kurucusudur. Proje henüz tamamlanmamıştır.




25.12.2012
İstanbul - Ümraniye


9 Aralık 2012 Pazar

Öz Gelecek Kuramı

İnsan ömrü su gibi akıp geçiyor. Tempus Fugit  (zaman geçer)  hiç kimseyi beklemez. Özetle bu durumu bize net bir şekilde açıklıyor.


Zaman yaşadığımız an içerisinde akmıyormuş gibi dururken , haftalar , aylar ve seneler nasıl olurda bir biri ardına geçiyor ?


 

Görelelik kuramı hakkında az çok herkesin bir bilgisi vardır. Albet Einstein , görelelik kuramını açıklarken bizim anlayabileceğimiz şekilde şu cümle ile ifade etmiştir.

"Güzel bir kızla geçirdiğiniz bir kaç saat bir an gibi, kızgın bir sobanın üzerinde oturduğunuz 1 saniye ise saatler kadar sürüyormuş gibi gelir insanlara "

İşte görelelik kuramı tam olarak budur.

"Cisimler hızlandıkça zaman cisim için daha yavaş akmaya başlayacaktır, ışık hızına ulaşıldığında zaman durmalıdır."

Demek ki insanoğlu hızlandıkça , daha çok yol kat ettikçe zaman onun için daha yavaş akacaktır. Ancak bekleyen bir insan için , zaman daha hızlı geçecek ve birden bire ömrü tamamlanmış olacak. Ne olduğunu anlamadan son kullanma tarihine erişecektir.

Bir insan ömrü ortalama olarak 70 yıl.  Ne yapmak istiyorsak bu 70 yıl içerisinde yapmamız gerekiyor. Yaşadığımız dünya düzeni , insanı sürekli farklı koşuşturmacalar içerisine çektiğinden dolayı biz bu ömrü nasıl tamamladığımızı anlamadan bitiveriyoruz.

Yaşadığımız her anı , bilinçli bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğine inanan biriyim. Bu sebeple her yaşadığımız olayın , bize kattığı bir değer olduğunu düşünüyorum.

Biz dünyaya geldiysek ve ortalama 70 sene yaşayacaksak bunun bir anlamı olmalı. İşte bu yaradılış amacımızın ne olduğunu araştırmalıyız. Bulabilirsek ne mutlu bize ..

Nacizane olarak kendim için planladığım , örnek temsil edecek , basit bir öz gelecek planım aşağıda yer almaktadır.

Bu planı 2011 yılında yazdığımda , henüz hiç birini gerçekleştirmemiştim.  Şimdi baktığımda ise üstü çizili olan maddeleri başardığımı ve yoluma devam ettiğimi görmekteyim.

Herkesin bu tarz bir öz gelecek haritası olması gerektiğine inanmaktayım. Yeni nesil IK yöneticileri bu tarz öz gelecekten bahseden adayları çok severler. Bir çok aday , henüz öz geçmişlerini doğru düzgün anlatamıyor. Bu durum da öz geleceğe sahip olan kişiler , her zaman bir adım önde oluyorlar.

Bu listeye benzer bir liste hazırlayıp , başardığınız adımların üzerini çizdikçe daha çok feyz alacak ve belki önümüzde ki on yıl değil yirmi yılı böyle planlayıp , başaracaksınız

Kim bilir ?


2012 GYTE’de Yüksek Lisans İşletme MBA Programına Başlamak ve Başarı İle devam etmek.
2012  İngilizce’de Advance Düzeyde Konuşmak ve Yazmak. ( Şuan Upper İntermediate )
2012 Casper’da Bölge Sorumluluğu Misyonumu Tamamlayıp Account Manager Olmak.
2013 Yüksek Lisans Programımı Tamamlayıp Başarılı Bir Proje Hazırlamak. Projeyi Hayata Geçirmek ( Satış-Pazarlama).
2013 Bir Yabancı Dil Daha Öğrenmek ( Rusça )
2014 Sürdürülebilir Başarı , Liderlik , Yaratıcı Satış ve Pazarlama Üzerine Kitaplar Yazmak ve Yayınlamak.
2014 Öğrencilere Sürdürülebilir Başarı, Liderlik , Yaratıcı Satış ve Pazarlama Üzerine Seminerler Düzenlemek.
2015 Casper Bilgisayar Türkiye Satış Müdürü Olmak.
2015 Doktora Yapmak. (e-ticaret) ( Yeditepe Üniv.)
2017 Casper Bilgisayar’da Uluslararası ve Türkiye Satış Müdürü Olmak
2019 Casper Bilgisayar’da CEO Olmak.
2020 Başarılı Olmak İsteyen İnsanlara Seminerler Düzenlemek Ve Başarı Yeteneğini Kazandırmak.
2021 Geleceğin Liderlerini Yetiştirmek.
2022 Uluslararası Düzeyde Başarılı Olmak İsteyen Tüm İnsanlara Başarı , Liderlik , Satış ve Pazarlamayı Anlatmak



Oktay Tilkili

Tuzla-İstanbul

01.12.2012




 
 

Beyn-el Milel

"Başarı bir varış noktası değil, yolculuğun ta kendisidir."

İnsanlar başarılarını, o başarıyı elde edebilme yolunda yaşadıkları başarısızlık tecrübelerinin ardından yakalamışlardır. Kendilerini yanlışlayan olaylara karşı, dik durabilen insanlar bu başarıya vakıf olurlar. Başarıyı elde etmek için, önce içsel engelleri ortadan kaldırmak gerekmektedir. Yenilgi fikri ile inanç büyüklüğü arasında ters orantı vardır.



Başarı için doğru strateji şarttır. Mevcut durumun analizinin yapılması, tabanına bir felsefe yerleştirilmesi, strateji uygulayabilmek için gerekli adımların başında gelir. Başarıya ulaşmak için doğru stratejinin, doğru yerde ve doğru zamanda uygulanması gerekmektedir.

Strateji kelime anlamıyla  sevk etme, yöneltme, gönderme, götürme ve gütme demektir. Çok yönlü amaçlara ulaşmak üzere kaynakların üstüne önemle gitmek ve harekete geçmek için yapılmış genel programlardır.

"Nereye gideceğini bilen insana tüm dünya yol verir " Çünkü bir hedefi ve bu hedefi başarmak için bir stratejisi vardır. Başarı işte bu bileşenlerin bir arada bulunmasından doğar. Kişisel gelişim ve kişisel başarı da aynı dinamikler üzerine kurulmuştur. Tabanlarında yatan felsefe hep aynıdır.

Ad astra , per aspera” - umutla yıldızlara - zorluklara rağmen hedefe ulaşmayı kısaca özetler. Yıldızlar, hedefler bazen ulaşılmaz gibi gözükebilir. Çünkü hedefe giden yol, engeller ile doludur. Çoğu zaman, geriye dönmek ya da hiç yola koyulmamak, daha cazip gözükebilir. Ancak böyle zor şartlar altında elde edildiğinde, gerçek bir başarı öyküsü ortaya çıkmaktadır. Bu başarıya imza atan kahramanlar da kendilerini gerçekleştirmiş olurlar. Kişisel gelişimlerine de bu yolda öğrendikleri deneyimleri dâhil ederek, sırada ki başarı hikâyelerini yazmak için daha donanımlı olurlar.

Kişisel başarı için,  kişisel gelişim ve kişisel doğru strateji uygulamamız şart. Başarılı insanların hayatlarına göz attığımızda bu mutlak doğruların yer aldığını görebilmemiz mümkündür. Kişisel stratejimizi uygulayabilmek için, geleceğe dair belirlenmiş bir takım planlama yapmamız gerekmektedir. Bu fütürizm ( gelecekçilik) konusuna girmektedir. Fütürizm ‘de daha ileri vadeli planlar yapılır. Kişisel hedefler koyarken bu kadar ileri tarihli hedefler yerine daha kısa vadeli hedefler koymak, odaklanmayı kolaylaştırır.

Gelecekte kendinizi nerede görmek istersiniz? Beş yıl sonra hangi pozisyonda olacaksınız? On yıl sonra ki hedefiniz nedir? İşte bu tarz soruların cevaplarını birden olmasa da yavaş yavaş verebiliyor olmamız gerekiyor. Üniversiteyi bitirmek üzere olan bir öğrenciye bu soruyu yönelttiğimiz de henüz karar vermedim dememeli. Kararını çoktan vermiş olması ve üniversite eğitimini o karar doğrultusunda yönlendirmesi gerekmekteydi. Bu tabi ki istisnai bir durum olabilir. Tüm üniversite öğrencisi arkadaşlarımız bu şekilde bilinçsiz olarak okulunu bitirmiyorlar. Ancak bu bilinç düzeyini daha da yukarılara çekmek, üniversite değil lise düzeyine indirgiyor olmamız, başarıyı ve başarılı gençlerin sayısını arttıracaktır.

İlk yapmamız gereken, önümüz de çarşaf gibi uzanan ilk on yılın planını yapmak. Bu planı yaparken gerçekçi olduğumuz kadar ön görü ve hayallerimize de yer vermeliyiz. Bir formül olarak değerlendirecek olursak ; %40 hayallerimizi, %30 öngörülerimizi , %30 mevcut durumuzu göz önüne almalıyız. Yapmış olduğumuz bu planı, sesli olarak sürekli tekrar edip, çevremizdeki insanlar ile paylaşmalıyız. Evrene yaydığımız bu mesajlar, ileride olmasını istediğimiz hayallerin gerçekleşmesi için bize yardımcı olacaktır. Anlattığınız ve inandırdığınız her insan, hayallerinize yaklaştığınızın bir kanıtıdır.

Her insan bir beyaz kâğıttır aslında, katlanabilirlik durumuna göre ya uçak olur uçarlar, ya da bir beyaz kâğıt olarak kalırlar.

Sizde bir uçak olup uçmak ister miydiniz?

Oktay Tilkili
Tuzla – İstanbul
09.12.2012