Zaman çok önemli bir kavramdır. Daha önce ki yazım , Öz Gelecek Kuramı'nda
http://ceoktay.blogspot.com/2012/12/oz-gelecek-kuram.html
yer vermiş olduğum ve çok sevdiğim bir söz vardır.
Tempus Fugit (zaman geçer) hiç kimseyi beklemez.
Günümüzün en büyük problemlerinden biri kuşkusuz ki zaman darlığıdır. İnsanlar zamanlarının yetmediğini düşünürler ve sürekli söylenirler. Oysa ki zamanlarını verimli kullanmanın en basit yolu plan ve program yapmaktan geçer. Zaman yönetimini eğitimler , seminerler , kitaplardan öğrenmek mümkündür.
Farklı alanlarda kullanılmaya başlanan ancak zaman yönetimine uyarlandığında etkili sonuçlar ortaya çıkaran bir kural var. Bu kuralı bildiğinizde ve uyguladığınızda ,zaman üzerinde etkili olabilirsiniz.
Zamanın sizi yönetmesine izin vermeyin , ona siz hükmedin.
İlk olarak Vilfredo Pareto (İtalyan ekonomist ) araştırmaları sonucunda İtalya'nın %20 nüfusunun ülkenin tüm varlığının %80 ine sahip olduğunu belirlemiş ve buradan yola çıkarak bu 80-20 kuramının temelini atmıştır. Bu kuramın ardından Joseph Juran adlı düşünür bu kuramı farklı platformlarda kullanarak yaygınlığını ve bilinirliğini arttırmıştır.
Etkilerin %80'i -> Etkenlerin %20'sinden kaynaklanır.
Pareto Kuramı , 80-20 ilkesi , Önemli azın yasası olarak bilinen bu sırra ben Etken Seyrekliliği İlkesi adını daha uygun buluyorum.
İnsanlar zamanlarının yetmemesinden sürekli olarak şikayetçidirler. Yaşadıkları stresin başlıca kaynaklarından biri de zaman darlığıdır. İş yetiştirememe , aileye zaman ayıramama , spor için vakit bulamama , dinlenememe ve kendine vakit ayıramama gibi başlıca sorunlar ortaya çıkar.
Eğer siz de bu gibi durumların bir yada bir kaçından şikayet ediyorsanız , bu sırrı uygulamalısınız.
Hayatımızın %20'sini gerçekten kontrol edemeyebiliriz. Örneğin , trafik , hava muhalefetleri , kazalar. Bu gibi doğal olayları değiştiremezsiniz. Bunun dışında kalan %80'lik kısmı sizin elinizde ve bu kısma siz yönetmelisiniz.
Günlük hayattan bir örnek ile açıklamak gerekirse ;
Trafikte iki araç düşünün , biri yavaş ve sol şeritten ilerliyor diğeri de arkasından sürekli selektör yapıp yol istiyor. Önde ki araç sürücüsü aldırış etmediği için , arkada ki araç sürücüsü sinirleniyor ve önde ki aracı taciz ediyor. İleride olay daha da büyüyor ve durup tartışmaya başlıyorlar. Özellikle bu tarz tartışmaları hatta kavgalara İstanbul trafiğinde çok sık rastlayabilirsiniz.
Olayın başlangıcına dönelim , arkada ki aracın sürücüsünü düşünün , acil yetişmesi gereken bir yer vardı ama şuan tartışma içerisinde ve vakit kaybediyor. Aslında %20 'lik kısımda kalacak bir vakit kaybını , tartışma ile %80'lik kısma taşıdığını görüyoruz.
Önde ki araç ile münakaşaya girmemiş olsaydı , belki de toplantısına daha çabuk ve sakin bir şekilde yetişecekti ancak acele ettiği için , tartışma sonrasında hem geç kaldı , hem de sinirlendi. Belki de o gün o sinirle yaptığı işlerde de başarılı olamadı.
Başlangıçlar aynı , sonlar farklı iki senaryo var elimizde. Siz hayatın size sunduğu toplam zamanınızın %20'lik kısımda yer alan değiştiremeyeceğiniz olayları %80'lik kısma taşımazsanız , zamanınızı etkin yönetiyorsunuz demektir.
Bırakın kaybınız %20'lik olsun. Hayatı yaşamak , tadını çıkarmak için toplam zamanınızın %80 gayet yeterli. Lütfen tadını çıkarın.
Bu yazıyı hazırlamak için harcadığım zamanın %20'si ile , buna yakın (yaklaşık %80'i kadar )bir yazı yazabilirdim :) tercih meselesi.
Umarım beğenmişsinizdir.
Oktay Tilkili
İstanbul / Tuzla
26.01.2013